İnsan Sesi Nasıl Çıkar? Siyasetin Akustiğinde Bir Yolculuk Bir siyaset bilimci için insan sesi, yalnızca fizyolojik bir titreşim değil; iktidarın yankısı, toplumsal düzenin dili ve direnişin melodisidir. Siyaset, sessizliği sevmez. Her düzen, kendi sesini yaratır; her ideoloji, kendi tınısını inşa eder. Peki gerçekten insan sesi nasıl çıkar? Sadece gırtlak kaslarının, akciğerin ve ses tellerinin bir ürünü müdür, yoksa toplumsal yapının, iktidar ilişkilerinin ve kimlik mücadelelerinin de bir yankısı mı? Sesin Biyolojisinden Siyasetine Fizyolojik olarak ses, havanın akciğerlerden çıkarken ses telleri arasındaki titreşimle üretilmesidir. Ancak siyaset bilimi açısından bu süreç çok daha derindir. Çünkü her ses, bir iktidar alanında yankılanır. Kim…
Yorum BırakGünün Detayı Yazılar
Hangi Suçlarda Tutuklama Kararı Verilemez? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir İnceleme Siyaset bilimi, iktidar ilişkilerinin, toplumsal düzenin ve güç yapılarını anlamanın peşinden giderken, aynı zamanda hukuk ve adaletin nasıl şekillendiğini ve vatandaşların haklarını nasıl kullandığını da sorgular. Bu bağlamda, bir suçun tutuklama ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı, yalnızca yasal bir süreçten ibaret değildir; aynı zamanda toplumsal ve politik güç ilişkilerinin de bir yansımasıdır. Bu yazıda, tutuklamanın hangi suçlar için geçerli olamayacağını, iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık açısından irdeleyerek, güç dinamiklerini ve toplumsal etkilerini ele alacağız. İktidar ve Hukuk: Güçlülerin Hakları mı, Yoksa Toplumun Adaleti mi? Bir suçun tutuklamaya yol açıp açmayacağı, doğrudan devletin…
Yorum BırakFilozofun Merakı: Gökkubbe Delinebilir mi? Gökyüzüne her baktığımızda, bir sınır mı görürüz yoksa sonsuzluğun yankısını mı duyarız? Felsefi merak tam da burada başlar: “Gökkubbe delinebilir mi?” Bu soru, fiziksel bir delmeden öte, bilincin, bilgeliğin ve varoluşun sınırlarını sorgular. Gökkubbe, yalnızca atmosferin poetik adı değil; insan zihninin, inançlarının ve bilgisinin simgesidir. Bu yazıda, gökkubbenin delinebilirliğini etik, epistemolojik ve ontolojik açılardan tartışacağız. Çünkü gökkubbeyi delmek, belki de insanın kendi düşünsel hapishanesinden kurtulma girişimidir. — Epistemoloji: Bilginin Sınırları ve Gökkubbenin Görünmezliği Epistemoloji, yani bilginin doğası, gökkubbe sorusunun merkezindedir. İnsan, bilmediğini bildiği anda gökkubbenin varlığını sezer. Çünkü “delmek” kavramı, bilinmeyene ulaşma arzusunu içerir. Peki,…
Yorum BırakEscape Room Filmi Hangi Platformda? Bir Odanın İçinde, Korkunun ve Stratejinin Hikayesi Bazı filmler vardır, yalnızca izlenmez… yaşanır. “Escape Room” da tam olarak böyle bir film. İzleyiciyi içine çeker, adeta bir bilmece gibi sarar ve her saniyesinde nefesini tutturur. Bu yazıda, sadece “Escape Room filmi hangi platformda?” sorusunun yanıtını vermekle kalmayacağım; aynı zamanda o filmin içindeki duyguyu, karakterlerin çatışmalarını ve onların bakış açılarıyla nasıl kendimizi bulduğumuzu da anlatmak istiyorum. Bir odada altı yabancı, zamanla yarışıyor. Ama aslında kaçmaya çalıştıkları şey oda değil… kendi korkuları. Bir Akşam, Soğuk Bir Kahve ve Kaçış Duygusu Bir akşam, soğuk kahvemi karıştırırken “Escape Room”u izlemeye…
Yorum BırakGevşek Nasıl Yazılır? Psikolojik Bir Mercekten Bakış Bir psikolog olarak, insanların kelimeleri nasıl yazdığını ve nasıl kullandığını anlamaya çalışırken, zihnimde hep bir soru belirir: İnsanlar, yazılı dilde duygusal, bilişsel ve toplumsal durumlarını nasıl yansıtırlar? “Gevşek” kelimesinin yazılışı, sadece dilbilgisel bir konu değil; aynı zamanda insan zihninin karmaşık yapısını anlamamıza da yardımcı olabilecek bir gösterge olabilir. Bu kelimenin yazımında meydana gelen hatalar ya da dikkatle seçilen yazım tercihleri, bireylerin içsel dünyalarına dair bir ipucu verir mi? Gelin, “gevşek” kelimesinin nasıl yazıldığını psikolojik açıdan derinlemesine inceleyelim ve bu yazım tercihinin arkasındaki duygusal ve bilişsel faktörleri keşfedelim. Bilişsel Psikoloji: Yazma ve Zihinsel Süreçler…
Yorum BırakHer şey bir soru ile başladı: “Hamur hangi ülkeye ait?” Kulağa basit geliyor ama yanıtı düşündükçe insan kendini tarih, kültür, coğrafya ve insanlık öyküsünün tam ortasında buluyor. Ben farklı açılardan bakmayı seven biriyim — ve bu soru bana, bir lokmanın bile aslında bir kültür atlası olduğunu hatırlattı. Hamurun Hikâyesi: Bir Ülkenin Değil, İnsanlığın Buluşu Hamur, unun suyla birleştiği, insanın medeniyetle ilk kez tanıştığı andır. Bu hikâye, belirli bir ülkenin değil, insanlığın ortak mirasıdır. Arkeolojik bulgular, ilk hamurun izlerine Mezopotamya, Mısır ve Anadolu topraklarında rastlandığını gösterir. Yaklaşık 10.000 yıl önce, tahılların öğütülüp suyla karıştırılmasıyla başlayan bu süreç, bir yandan tarımın, bir…
Yorum BırakBulmacada Gizemci Ne Demek? Psikolojik Bir Bakış Gizemciliğin Psikolojik Çerçevesi: İnsan Davranışlarını Çözümlemeye Çalışan Bir Psikologun Merakı Bir psikolog olarak, insanların davranışlarını anlamaya çalışan bir zihinle her gün farklı vaka ve çözüm yolları üzerine düşünürüm. Ancak bazı terimler var ki, zihnimdeki soru işaretlerini daha da artırır. Bunlardan biri, “bulmacada gizemci” ifadesidir. İnsanların bu terimi farklı şekillerde kullanmasının ardında, sadece dilsel bir anlam değil, aynı zamanda daha derin bir psikolojik gizem de yatmaktadır. Peki, bulmacada gizemci ne demek? Aslında bu kavram, yalnızca bir kişinin çözülmesi zor ve karışık bir karaktere sahip olmasından çok daha fazlasıdır. Bulmacalar, zihinleri çalıştırmaya yönelik oyunlardır ve…
Yorum BırakArsa Senedi Nedir? Bir Geleceğe Yatırım Hikayesi Bazen hayatın en değerli anları, beklenmedik anlarda karşımıza çıkar. Bir sabah kahvenizi yudumlarken, pencereden bakarken, ya da en sevdiğiniz şarkıyı dinlerken… İşte tam o anlarda, bir fikir, bir fırsat ya da bir karar sizi başka bir dünyaya, başka bir geleceğe taşır. İşte bu hikaye de bir sabah, iki farklı karakterin, aynı arsa senedi üzerinde şekillenen hayatlarını ve geleceğe yönelik yatırımlarını anlatıyor. Onlar, bu dünyadaki en değerli varlıkları olan “güven” ve “gelecek” üzerine düşündüler. Bu hikayede bir arsa senedinin ne olduğunu öğrenirken, belki siz de bu iki karakterin perspektifinden kendi hayatınıza dair bazı önemli…
Yorum BırakNeşir Ne Demek Din? Merakla Başlayan Bir Yolculuk Bazen duyduğumuz bir kelime, zihnimizde yeni kapılar açar. “Neşir” de bunlardan biri. Dinî literatürde geçen bu kavram, ilk duyulduğunda pek çok kişiye yabancı gelebilir. Ben de bu merakla yola çıktım ve öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istedim. Gelin, hem verilerle hem de insan hikâyeleriyle bu kelimenin anlamını birlikte keşfedelim. Neşir: Sözlükten Dini Literatüre “Neşir” kelimesi Arapça kökenli olup sözlükte “yaymak, dağıtmak, duyurmak” anlamına gelir. Dinî bağlamda ise neşir, özellikle Kur’an-ı Kerim’in mesajlarının insanlara ulaştırılması, yani yayılmasıyla ilişkilendirilir. Bazı kaynaklarda neşir, “ölümden sonra diriliş” ve “ahiret günü yeniden toplanma” anlamında da kullanılır. Bu çeşitlilik, kelimenin…
Yorum Bırak18 Temmuz 1932’de Ne Oldu? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış 18 Temmuz 1932, dünya tarihinde çok önemli bir gün. Ancak, bu tarih sadece bir olayın değil, aynı zamanda toplumsal dinamiklerin, bireylerin ve grupların karşılaştığı eşitsizliklerin bir yansımasıydı. Tarihe, özellikle de toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet bağlamında bakmak, bu tarihin ardındaki daha derin anlamları görmemizi sağlıyor. Peki, 18 Temmuz 1932’de ne oldu? Bu yazıda, olayın tarihsel perspektifinin yanı sıra, toplumsal değişimlere etkilerini de sorgulamak istiyorum. 18 Temmuz 1932’de sadece bir olayı hatırlamak değil, o dönemin toplumsal yapısının, kadınların, erkeklerin, etnik grupların ve diğer sosyal kesimlerin yaşamlarındaki…
Yorum Bırak